27 Nisan 2013 Cumartesi

Portofino.......My Love.......


  • 1965-1968 çocukluk , genç kızlık yıllarımın başı.... Dalida beğendiğim şarkıcılardan....Hele hele "İ found my love in Portofino" şarkısı dilimizden düşürmediğimiz bir şarkı....Şarkının başında ki o , denizin kıyıya vurduğu anda çıkan ses bütün romantik duygularımızı harekete geçiriyor....(o zamanlar daha İbrahim Tatlıses yok tabii  :)))))..Şarkıyı her dinleyişimde o sahili kendimce hayal etmiştim...Ve oraya gidebilmeyi tabii ki...Bu yaşa kadar dünyanın  pek çok yerlerini gezdik gördük ... Fakat Portofino hiç aklımıza gelmedi.Taa ki şarkı ve Dalida yeniden gündeme  gelinceye kadar... o zamanki  duygu ve istekler  anılarda canlandı...Allah'tan her bakımdan kafa dengi bir eş ve arkadaşlara sahip  bir insanım....Ve de organizasyon yapmaktaki başarısı asla yatsınamıyacak bir  evlada .......Beni o kadar iyi tanıyor ki bunu  bir kere daha çok iyi anladım.Bir şarkının peşinden  45 sene sonra kalktık Portofinoya gittik...Splendido  Otelin  harika odalarından  birine yerleştik.Otel görevlisinin panjurları açması ile bir çığlık atmışım..Adeta bir tablo vardı karşımda....Tanrım ne kadar güzel bir yer burası diye bağırmışım...Doğrusu benim bu şekilde duygularımı açık etmem,Cemal in yüzünde ''ohhh neyse ki'' anlamında bir rahatlamayla yanıt buldu.. Hiç zor bir kadın olduğumu düşünmüyorum ama 39 senedir kocamın bir koçla yaşamanın zorluklarını söylemesinden olsa gerek bu durumu yavaş yavaş kabullenir oldum sanki...Odanın içine dolan o mor salkım kokularından adeta büyülenmiş olarak,şöyle bir yerleşip hemen kendimizi aşağıya attık...Harika ortancalar,renk renk açelyalar,İstanbul da büyümesi için tabiri caizse gözüne baktığımız Sikaslar  orada adeta ağaç olmuşlar ...meyve bile vermiş ..ama en aşağı 50 senelik olmaları gerekmiş bunun için...Bu arada böyle bir bilgiyi de dağarcığımıza katmış olduk...İlkgece yemeğimizi otelimizde yedik..harika bir şarap eşliğinde tabii ki..Sonrasında  Viladi Gatto isimli piyanist şantörün muhteşem ve gençliğimizi çağrıştıran  çoook tanıdık  şarkılarına eşlik edebildiğimiz kadar ettik..Sonraki geceler her ne kadar yemeğimizi başka başka yerlerde yediysek
    bile..Viladiyi ve sonrasında ona eşlik eden emektar şef garson Antonio yu  her  gece dinledik...Bu seyahate dair o kadar çok yazacak şeyim var ki...Bir küçük kitapcık olabilir...Demek ki  organizasyonlar peşinde koşarken farkında olmadan yapmayı ötelediğim şeylerden biri de buymuş....Şu an Buika yı dinlerken bir yandanda bu güzel 4 günü süzgeçden geçirip  yazıya döküyorum...Portofino ya gideceğimi paylaştığımda  bazı arkadaşlarım çok hayal kırıklığına uğrayacağımı söylemişti..Düşündükleri gibi olmadı...Ben hayallerimin de ötesini buldum...Yorgun beynim adeta resetlendi...Orada bulunduğumuz günler içinde yakın mesafelerde ki yerlere de gittik,ama her defasında  Portofino ya gelip,o meydanda  bulunan Cafe&Restaurant lara kendimizi atıp şaraplarımızı yudumlamak....işte buuuuuu dedirtti....Aaaaa unutmadan şunu da eklemeliyim; bizim 23 Nisanımızda onlar da bir kutlama yapıyorlarmış ...Portofino ya ilk geldiğimiz gün  denizin hemen önünde,meydanda bir kuru ağaç ve etrafına çalı çırpı,odun,eski tahta eşyalar velhasıl pek çok döküntü yığılmış bir kümbet gördük...Kimse bir anlam veremedi..bu döküntü de neyin nesi dedik..Ben herhalde yakacaklar dedim...Arkadaşlar yok canım ,çok tehlikeli olur dediler.Neticede o kümbet büyüdükçe büyüdü ve 23 Nisan gecesi saat 21 de rahipler,bir sürü insanlar,o ateşin yakılışına seyirci olduk...Meğerse inanışlarına göre her sene böyle bir kuru ağacı ateşe verip denize mi kara tarafına mı düşeceğini beklerlermiş...Denize düşerse balıkcıların  çok bereketli bir sezon geçireceğine,aksi takdirde  işlerin kesat olacağına inanırlarmış....Laf aramızda odunları öyle yığıyorlar ki kara tarafına düşme şansı bence  çok büyük sürpriz olurdu...İşte böyle sevgili dostlar...4 gün  de tamamen yenilenmiş bir insan olarak İstanbula,evime,oğullarıma,kızlarıma,torunlarıma kavuştum...Bu seyahatimizi planlayan oğlum Özgür e sonsuz teşekkürler ediyorum...A sından  Z sine bu kadar mı herşey düşünülür...Ama hepsinden daha da önemlisi  39 senedir  ilk ve tek sevgilim ,kocama teşekkür ediyorum...O beni bir Aslan olarak çok iyi anlıyor....Mutluyum  başka ne söyleyebilirim ki.........

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder